fbpx

Elbet bir gün buluşacağız: Bir kış hazırlığı yazısı

Yazın güzel günleri geride kalırken, kimimiz turşularını kurdu, kimi domateslerini konserveledi, yazlık kıyafetleri kaldırıp, kışlıklarıyla tekrar merhabalaştı. Kış öncesi tüm işler bitti mi? Tabi ki hayır. Birkaç ay sonra, soğuk bir kış sabahına uyanıp, ‘bisikletim şimdi ne yapıyordur acaba’ diye endişeye kapılmayın diye, kış gelirken yapmanız gerekenlerden bahseden bir yazı hazırlamak istedik. Malum ağustos böceği ve karınca hikayesini küçükten hatırlatıp, üşenmeyip alacağınız birkaç önlemle bisikletiniz açısından sorunsuz bir bahara erişmenin mümkün olduğunu söyleyerek, yazımıza başlıyoruz.

2+1+Bisiklet

Bisiklet, ne amaçla kullanıyor olursanız olun çok eğlenceli bir araç ama hadi yüzleşelim; şehirlerde ezici bir çoğunluk artık sadece apartmanlarda yaşıyor ve evet; bisiklet, apartman yaşamında koca bir eziyete dönüşebiliyor. Ne kadar hafif olursa olsun, bisikleti apartman merdivenlerinde çarpmadan, çizmeden taşımak, asansöre sığdırmaya çalışmak, evin içinde saklıyorsanız çamur meselesi ile ayrıca ilgilenmek zorunda olmak cidden can sıkıcı. Yeni bir yapıda yaşıyorsanız belki kapalı bisiklet parkı olan bir binadasınızdır. Ne güzel, şanslısınız! Zaten insanın o kadar aidat vermesinin bir anlamı olmalı, değil mi 😊

Ya da bir depo? Komşu teyzenin eski koltukları, bir takım kullanılmış boya kovaları, son 10 senesini depoda geçirmiş ve bu uzun sürede büyümeyi hala başaramamış 37 ekran televizyonlar, süpürgeler, birkaç koli, daha çok koli ve biraz daha koli… Pek çoğunuza bu manzaranın tanıdık geldiğine eminiz. Eski apartmanlarda çoğunlukla kömürlükten dönüştürülmüş bu depoların basık tavanlarından sarkan cılız ışıklar, kötü duvar boyaları ve zevksiz döşenmiş -tabi döşenmişse- zemin karoları arasında kalan ca’nım bisikletinize bakıp, iç çekiyor olabilirsiniz ama bisikletinize bu eşyalar arasında, nemden uzak ve güvenli bir alan bulduysanız evet, siz de cidden şanslı sayılıyorsunuz.

Hava şartları nasıl olursa olsun, yine de bisiklete binenlerden değilseniz, yüksek ihtimalle kış bitip güzel havalar tekrar kendini gösterene dek bisikletiniz sizi bir yerlerde bekleyecek. Ama bir sonraki buluşmanızda kötü sürprizlerle karşılaşmak istemiyorsanız, kendisine biraz daha zaman ayırmanız ve kışı güzel atlatacağından emin olmanız gerekiyor.

Nerede saklayacağız bu bisikleti?

En ideal cevap: Evde! Hem sıcaklık ve nem dengesi, hem de güvenlik açısından düşünülürse en iyi ortamın eviniz olduğunu söylemek zorundayız. Ancak evinizde böyle bir alan yoksa, apartman boşluğu, balkon ya da depo gibi seçenekleri değerlendirmek zorundaysanız, güvenlik sorunu yanında nem, en büyük probleminiz olacaktır.

Bir akılsız baştan gayrı, NEM kaldı?

Nem, bu filmdeki en kötü karakter. Peki nelere sebep olur?

Contalar: Bisiketinizdeki contalar, en iyi koşullarda bile zamanla yıpranan ve etkinliği azalan parçalar. Özellikle daha yaşlı bisikletlerde bu alanlardan içeri su ve nemin hızla gireceğini ve bisikletin iç tarafında birikerek paslanmaya yol açacağını unutmayın. Dışarıdan görünmeyen orta yatak, jant hazneleri, furş takımı bu durumdan etkilenebilecek yerler.

Kadro: Yağmur ya da nem herhangi bir bisiklet için iyi olmasa da, bisikletiniz çelik ise pasın daha hızlı ilerleyeceğini söylemek mümkün. En ufak bir çizik bile varsa, nemin orayı hedef seçeceğini ve ufak pas birliklerini buraya yığacağını unutmayın. Dıştan görünmese bile paslanma içeriden başlayabilir. Göz görmeyince gönül katlanır demeyin, paslanmış bir kadro, bisikletinizde meydana gelen zayıf noktalar demek. Sadece sürüş konforunuz değil, güvenliğiniz ile ilgili de problem yaratacaktır.

Zincir: Genç ve yüksek segmentte bir bisikletiniz var ise, bu konu hemen endişelenmeniz gereken bir konu değil. Yüksek kaliteli yeni nesil zincirler artık paslanmaya karşı daha dirençli. Ama daha geç paslanacak olması, hiç paslanmayacağı anlamına gelmiyor. Ne çeşit bir zincir olursa olsun, yüksek neme uzun süre maruz kaldığında paslanacaktır. Üstelik bu pası ruble, aynakol ya da vites aktarıcıları gibi organlara da ileteceğinden emin olabilirsiniz. Piyasada oldukça iş gören pas sökücüler var evet, pasın yayıldığı alana göre bazen durumu da kurtarıyorlar. Ancak kullanılan onca kimyasaldan sonra zincirinizin eski görünümünde olacağını aklınızdan bile geçirmeyin. Artık daha mat ve hatta eski görünen bir zinciriniz oldu. Hayırlı olsun. Fakat ‘kozmetiğe takılmam abi’ diyenler için haberler bitmedi. Daha çok aşındırıcı tabi ki daha çok aşınma ve daha büyük yüzey alanı anlamına geliyor. Gözle görülmeyen kılcal yollar, kirin-pasın daha çok tutunacağı ekstra alanlar demek. Yani bir kere paslandı mı, hikayenin daha iyiye gitmesini beklemek eşyanın tabiatına biraz aykırı.

Cıvatalar: Cıvatalar farklı metal bileşenlerden oluşan malzemeler. Nem ile birlikte bu civatalar korozyona uğrayacak ve kadronuzla bütünleşecektir. Birlikten kuvvet doğar diye mi düşünüyorsunuz? Hayır o, burada geçerli değil. Örneğin V-frenli bisikletlerde fren ayağını kadroya bağlayan vidalar sıkıştığında kırılmaya çok müsait oluyorlar. Eğer düşük kalite bir vida kullanılmışsa, bu vidalar tekrar açmak istediğinizde uyguladığınız kuvveti kaldıramayacak ve kırılarak kadro içinde kalacaktır. Sonrası, ya kan, ter ve gözyaşı ya da iyi bir usta ile geçirmek zorunda kalacağınız heyecan dolu saatler.

Kablolar: Hem fren hem vites iç kabloları çoğunlukla çelikten yapılıyor. Nem bu parçaları ele geçiriyorsa, kablolarla yetinmeyeceğine ve ordularını fren ve vites kolları ya da aktarıcı organlar gibi kapalı sistemlere yığacağına emin olabilirsiniz.

Kauçuk ve Plastik Parçalar: Sadece contalar değil, ısı farkı ya da nem gibi dış etmenlerden dolayı diğer plastik ve kauçuk parçalar da daha kırılgan hale gelecektir. Fren ya da viteslerin dış kabloları, seleler, fren pabuçları ve hatta lastikler de nem sevmeyen parçalar arasında.

İşin özü; bisikletinize evde yer açamıyorsanız, nemden uzak tutmanız gerekiyor.

Unuturum anla biraz, gel ‘branda’

Balkonda ya da nemli bir ortamda saklamak zorundaysanız, bisikletinizi branda gibi koruyucu bir şey ile sarmanız güzel bir fikir olabilir. Aynı zamanda gün ışığına maruz kalan bir yere bırakıyorsanız, mevsim kış olsa ve güneş ışınları kuvvetini yitirmiş olsa bile bisikletinizin renginde solmalar olacağını öngörmek gerekiyor. Ancak bazı durumlarda, branda gibi malzemelerin içerideki nemi tutup adeta bir ‘nem odası’ yaratacağını unutmayın. Branda çözümüne yöneldiyseniz, kaş yapayım derken göz çıkarmadığınızdan emin olmak için ara-sıra brandanın içinde olanları kontrol etmek isteyebilirsiniz. Malum; metaller hayırsızlığa gelebilen türden elementler değil. Ziyaret etmeyi sürekli ertelediğiniz akrabalarınız ya da hayırsızlık ettiğiniz eski bir arkadaş sabrını göstermezler, paslanarak tepkilerini dile getirirler. Brandayı kapatmadan önce içine piyasada uygun fiyatlara satılan nem alıcı/rutubet engelleyici kutulardan bir tane koymayı da ekstra bir önlem olarak değerlendirebilirsiniz.

Nemin etkilerinden kurtulmak için aktarma organlarını yağlı tutmak iyi bir çözüm gibi görünüyor.  Fakat herkesin soğukla mücadelesi farklı şekillerde oluyor, metaller soğuk havada yağa tutunmak yerine suyla reaksiyona girmeyi tercih ediyorlar mesela. Bu da yine pas olarak bize geri dönüyor.

Tuz, kalbinize zararlı. Önermiyoruz.

Nem, bu filmdeki en kötü karakter olabilir ama yalnız değil. Eğer deniz kenarı bir yerde yaşıyorsanız daha fazla neme maruz kaldığınız yetmiyor gibi, bir de tuz sorunu ortaya çıkacaktır. Mevsimden bağımsız bir sorun olarak düşünülebilecek deniz tuzu, bisikletinizi dışarıda saklıyorsanız başınıza bela olacaktır. Dikkat ettiyseniz, ‘olabilir’ demedik 😊

Tuz molekülleri, suya aşık yaratıklardır. Deniz suyuyla gelen bu arkadaşlar, havadaki nemi emer dururlar. Kadronuzu bu obur ve yapışkan kitleden arındırmazsanız, önünde sonunda paslanmaya sebep olacaklardır. Bisikletinizi sürekli tuzdan arındırmaya çalışmak yerine, piyasada bulabileceğiniz silikon koruma spreylerini de tercih edebilirsiniz. Ancak bu spreylerin de koruyuculuğu bir ay kadar sürüyor. Tercih sizin.

Tuzlu suyun kurudukça daha yapışkan bir hale gelmesi ve toz biriktirmesi de ikinci bir sorun. Bu nedenle deniz kenarı bir yerde yaşıyorsanız, zincir gibi parçaları karasal iklimde yaşayanlara oranla daha fazla temizlemeniz gerekir. Deniz, kum, güneş, sahiller, doğal güzellikler… Bunun elbette bir karşılığı olacaktı 😊

Bu tuz meselesini açmışken, bisiklete dört mevsim binenlere de ayrıca bir not düşmek gerekir: Kışın tuzlama çalışmalarının yapıldığı yollarda bisiklete biniyorsanız, eve döndüğünüzde bisikletinizi temizlemeye yetecek kadar enerjiniz kaldığından emin olun.

Ondan koru, bundan koru. Bisikleti koynumuza mı alalım kardeşim?

İlla alacağım diyorsanız biz karışamayız tabi ama bisikletinizi kışın kullanmayacaksanız, kış öncesi aşağıdaki rutin işlemleri yapmanız kafanızı rahat ettirecektir:

Lastikleri şişirin

Eğer bisikletinizi asmıyorsanız, bisikleti aylarca kullanmayacak bile olsanız, lastikleri kontrol etmeniz ve basınç yeterli değilse şişirmeniz gerekiyor. Lastiğin inik olduğu durumda bisikletin tüm ağırlığının jantın yere temas ettiği o ufacık yer olduğunu ve uzun vadede jantlarınıza zarar vereceğini unutmayın. Aynı zamanda inmiş bir lastiğin bozuk şeklinin zamanla kalıcı hale gelme ve sanayide ‘yanak yapmak’ diye tabir edilen şeyin gerçekleşme ihtimali çok yüksek. Lastikleriniz patlamamış olabilir. Ama yine de, bu durumda yenilerine ihtiyaç duyacağınız kesin.

Kadroyu temizleyin

Kullanılmayacak bir şeyi temizlemek oldukça can sıkıcı bir durum evet. Ama çamur ve kiri ile birlikte bisikleti öylece kenara atmayın. Kurumuş kirler giderek sertleşecek ve sonrasında kadronuzda mutlaka bir iz bırakacaktır. Üstelik söz konusu kirler kururlarken kendi nemini kadroya iletecek ve kadronuz nemi hapsedecektir. Adeta pasa davetiye! Hazır temizlemişken, boyanızdaki kılcal çatlaklar için de bi’ incelerseniz,  kışın siz sıcak evinizde oturuyorken bisikletinize nemin nereden saldıracağına ilişkin bir fikriniz olur ve önlem alabilirsiniz.

Paslanmış bölge varsa, mutlaka temizleyin

Eğer bisikletinizde ufak da olsa bir pas belirtisi görüyorsanız, bundan en yakın zamanda kurtulmak sonraki hüsranlar düşünülürse en iyi çözüm. WD-40 gibi malzemeler kullanarak ya da ufak bir alüminyum folyo parçasıyla paslı bölgeyi ovalayarak pastan kurtulabilirsiniz.

Kabloları yağlayın

Hem vites hem de fren iç kablolarını yağlamak, paslanmaya karşı alabileceğiniz en iyi önlem. Atlamayın.

Gresi kontrol edin

Özellikle kışın sert geçtiği, sıcaklıkların fazlaca düştüğü bir coğrafyada yaşıyorsanız ve kullandığınız gresin çalışma sıcaklığı ikliminize uygun değilse, vites kolları gibi mekanizmalarda kullanılan gres yağının taşlaşacağını unutmayın. Bu nedenle bisikletinizi daha sıcak bir ortamda tutmak en iyisi. Ancak mümkün değilse, bahar tekrar geldiğinde bisikletinizin tüm gresli bölgelerini elden geçirmeyi, ağır bir bakıma sokmayı unutmayın.

Jantları kontrol edin

Jant tellerinde kırık ya da gevşeklik var mı diye kontrol edin. Çünkü hasarlı ya da gevşek yerlerden teker içine ya da göbeğe nem girebilir ve elbette paslanmaya yol açabilir. Aynı zamanda kırık bir jant teli teker üzerindeki ağırlığın eşit dağılmaması demek. Bir jant teli değiştirmek koca bir jant almaktan daha masrafsız bir yol. Bisiklet yazısı okurken de kur hatırlatmak istemeyiz ama istemeden de olsa Dolar/TL diyoruz.

Jant tel başlarını kontrol edin

Jant tellerini çembere bağlayan tel başlarını korozyona uğradığında büyük sorunlar açabiliyorlar. Korozyona dayanıklı teller ve tel başları mevcut olsa da, kullanılan jant teli başlarının büyük bir çoğunluğunun korozif olduğunu hatırlatmak zorundayız. Kış kontrolünde, tel başlarınızın nemle temasını kesecek önlemleri aldığınızdan emin olmanız en iyisi.

Zinciri temizleyin ve yağlayın

Bisikleti tozu ve kurumuş çamuru ile kenara kaldırdınız. Evet eski dostunuz pas, tankla geldi. Yapmayın. Bu kirler orada taşlaşacak, yetmiyormuş gibi pasa da davetiye yollayacak. Bildiğiniz gibi davete icabet etmek bir nezaket kuralı. Bu nedenle zinciri pisliğinden temizlemek ve iyice kuruduğundan emin olduktan sonra da yağlamak şart.

Bisikletin üzerindeki ekstra yükleri çıkarın

Bisikletin üzerindeki çantaları, sulukları, alet çantası ya da pompa gibi aksesuarları çıkarın. Hepsi ufak görünüyor. Ancak o kadar süre ayrıca bir yük yapmasına ve lastikler üzerine ekstra bir baskı oluşturmasına gerek yok. Eğer bisikleti başkalarının kolayca ulaşabileceği bir yerde tutuyorsanız zaten çıkarın. Yol bilgisayarı ya da ışık gibi şeylerin ağırlığı çok az ama çalınma ihtimali hep var.

Bisikletinizi kilitleyin

Bisikletinizi sadece kadrodan değil, tekerlerden de kilitleyin. Yıllardır aynı evde oturuyor ve hırsızlık nedir görmemiş olabilirsiniz. Ancak ne kadar çok insanın benzer bir rahatlıkla bisikletini apartmanın bir köşesine bıraktığını ve bir daha bıraktığı yerde bulamadığını dinledikçe içimiz parçalanıyor. Bisiklet hırsızlığı sandığınızdan çok daha yaygın bir şey, emin olabilirsiniz. Bisikletinizi apartmanda da, depoda da olsa mutlaka kilitleyin

Ona küçük sürprizler yapın

Bu işlemleri evde yapamıyorsanız, hava daha da soğumadan ufak bir bakım yaptırmanızı şiddetle öneriyoruz. Bütün yazı boyunca bahsi geçen senaryoların sanki milyonda bir ihtimallerden bahsettiğini ve size çok uzak olduklarını düşünüyorsanız üzülerek söylemek zorundayız ki; yanılıyorsunuz. Sizinle, atölyede birebir karşılaştığımız, tecrübe ettiğimiz durumları paylaştık. Bisikletlerin nerelerinden nasıl paslandıklarını, pasın nasıl bir bela olduğunu, ufacık, ‘dandik’ bir vidanın nelere mal olabileceğini, ‘kaç paralık bisiklet zaten’ diye önemsenmeyip açık balkonlarda kenara atılan bisikletlerin nasıl masraflar açtığını, kaç kişinin ‘bu bisikleti mi yaptırsam, yeni bir bisiklet mi alsam’ noktasına gelip kara kara düşündüğünü, kaç insanın hayatında bir ‘bisikletim çalındı’ hikayesi olduğunu duysanız şaşırırsınız.

Bütün bu yöntemler bisikletinizin kışı sağlıklı atlatmasına yardımcı olacaktır. Fakat eğer mümkünse, kış, soğuk demeyip bir iki tur atmanın da çok faydası olacaktır. Soğuk havalarda, burnunu bile dışarı çıkarmayan insanların arada arabalarına bindiğini ve bir süre çalıştırıp evlerine döndüklerini görmüşsünüzdür, hatta belki siz de onlardan birisinizdir. Bisikletinizin sağlığı için haftada bir yüz kilometre yol yapmanız gerekmez elbette ama kış aylarında bisikletinizle atacağınız birkaç küçük tur hem gelişebilecek muhtemel sorunları anlayıp zamanında müdahale etmenizi kolaylaştıracak, hem de her mekanik sistemin ihtiyacı olan ‘ara sıra çalıştırma’ işini keyifli bir turla birleştirmenizi sağlayacaktır.

Sizi eve hapsetmeye gücü yetmeyen, sağlıklı, huzurlu bir kış geçirmeniz dileğiyle.

Sepetim
İstek listesi
Son Görüntülenen
Kategoriler